HURMA VE ÜZÜMÜN ZEKATI
NASIL ALINIR?
[805] Bize Reb'i
anlattı: Ona Şafii haber vermiş ki Abdullah b. Nafi, Muhammed b. Salih et- Temmar'dan,
o İbn Şihab'dan, o Said b. Müseyyeb'den, o Attab b. Üseyd'den rivayet etmiş ki,
Rasulullah (s.a.v.) üzümün zekatı hakkında şöyle buyurdu: ''Daldaki hurmanın
miktarı tahmin edildiği gibi salkımlardaki üzümlerin de miktarı tahmini olarak
belirlenir, sonra hurmanın zekatı olmuş halinden verildiği gibi üzümün zekatı
da kurumuş halinden verilir.''
[806] Bize Rebi'
anlattı: Bize Şafii haber verdi, ona Abdullah b. Nafi, ona Muhammed b. Salih
et-Temmar, ona İbn Şihab, ona Said b. Müseyyeb, ona da Attab b. Üseyd rivayet
etmiştir ki: Rasulullah (s.a.v.) insanların henüz dalında olan üzümlerinin ve
meyvelerinin miktarını tahmin eden (uzman) kişiler gönderirdi.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Biz kurumuş olan bütün meyvelerle(kuru meyvelerle)
ilgili olarak bu görüşü benimsiyoruz. Bildiğim kadarıyla Hicaz'ın meyveleri de
ya hurmadır ya da kuru üzümdür. Bilmediğim başka bir meyve varsa o başka.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Rasulullah'ın (s.a.v.) hurma ve üzümün miktarını dalında
iken tahmin edebilen (uzman) kişileri göndermesinin iki nedenden
kaynaklandığını sanıyorum: Bu meyvelerin sahiplerinin bunların zekadarını
vermemezlik etme hakkı yoktur. Bir de bu malların sahiplerinin malın onda
dokuzunu 9/10 alıp onda birini 1/10 de zekat almaya müstahak olan kimselere
vermeleri gerekmektedir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Hurmanın taze, üzümün de yaş olması sahibinin
menfaatinedir. Çünkü kuru hurma ve kuru üzüm daha pahalı olurlar. Eğer mal
sahibinin taze ve yaş üzümü alıkonursa, alınacak ondabir (1/10) ona zarar
verir. Ama bunların dalında miktarlarının tahmin edilmesi gerçekleştirilmezse,
bu sefer de zekat alacak kişilerin hakkı zayi olur. çünkü tahmin edilmeden
alınmış olur. Doğrusunu Allah herkesten daha iyi bilir. Böylece yapılması
gereken mal sahibine şefkat ve zekat alacakların hakkını da korumak için
aralarına girmemek gerekir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Hurma ve üzümü dalında tahmin etme ameliyesi satış
gerçekleştiği zaman olur. O da bahçede kızarmış ve sararmış hurmalar görüldüğü
zaman gerçekleştirilir. Aynı şekilde üzümün de olgunlaştığı ve yiyecek kıvama
geldiği zaman yapılır. Tahmini yapacak uzman kişi, hurmalığa gelir, ağaçların
aralarında dolaşır, her yere bakar, sonra şöyle der:
Taze halinin miktarının
şu kadar olduğunu tahmin ediyorum. Bunlar kuruduğu zaman da şu kadar eksilir.
Sonra bu tahmine göre kuru hurmayı tartar. Aynı durum bahçenin tümü için
gerçekleştirilir. Sonra terazisine kuru hurmayı koyup tartar. Aynı şeyi üzüm için
de gerçekleştirir. Sonra da uygulamayı mal sahibi ile zekat alacak kişilere
bırakır. Hurma ve üzüm kuruduğunda da ondabiri (1/10) alınır. Dalında yaşken
yapılan tahmin esasında kuru hurma ve üzüm alınır gibi hesap edilir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Bahçe sahibi, bahçeSine bir afet isabet ettiğini ve
ürünün bir miktarının veya tümünün gittiğini söylerse, dediği tasdik edilir.
Şayet yalan söylemekle itham edilen biri ise, bu durumda da yemin etmesi
istenir. Eğer mal sahipleri deseler ki: Ürünün bir kısmını almıştık, ama
miktarını bilmediğimiz bir kısmını da afet götürdü. Onlara denilir ki: Giden
kısmın miktarını siz söyleyin ve bu hususta Allah'tan korkun. Bildiğiniz gibi
tahmin edin ve bunun üzerine de yemin edin. Sonra da ellerinde kalan ürün
öşrünün alınması gerektirecek miktarda ise öşür 1/10 alınır. Şayet ellerinde
kalan ürün öşür alınacak kadar değilse, öşrünü de tüketmişlerse, onlardan zekat
olarak herhangi bir şeyalınmaz.
Bir ürün sahibi dese ki:
- Ne kadar olduğunu bilmediğim bir kısmı yok oldu. Ona denir ki:
- Eğer yok olduğunu
düşündüğün miktarı kendin tahmin edersen ve bunun
üzerine de yemin
edersen, öşrünü bu miktara göre belirleriz. Ama herhangi bir miktar vermezsen,
o zaman biz de daha dalında taze iken gerçekleştirdiğimiz tahmini esas alarak
zekatını alırız senden.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Eğer ürün sahibi dese ki: Sen aldığın malın ölçüsünü
belirledin. Senin aldığının tartısı şu kadar, kalanın tartısı da şu kadardır.
Bu ise dalında yapılan tahminin yanlış olduğunu gösterir. O zaman mal sahibinin
dediği tasdik edilir. Ve onun belirlediği miktardan zekat alınır. Çünkü bu
zekattır ve bu adam da bu hususta emindir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Ürün sahibi; ürünün miktarının ne kadar olduğunu
bilmediğim bir kısmı çalındı derse ve çalınan kısmı tazmin etmezse, zekat,
çalınan ve kalan kısmı hesap edilerek alınır, tıpkı çalınanın ve kalanın ne
kadar olduğunu bilmesi gibi.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Eğer adam, ben ürünü kurutma yerine götürdükten sonra
çalındı dese ve bu ürün kurumuş olduktan sonra çalınmışsa ve bu-esnada valiye
veya zekat alacak hak sahibine vermesi mümkün idiyse, ihmalkarlık etmiş
sayılır, bu yüzden çalınan kısmı tazmin etmesi gerekir. Eğer hurmalar
kuruduktan sonra çalınmışlarsa ve adamın valiye verme ya da taksim etme imkanı
olmamışsa, ama bu sırada zekat alacak hak sahibine vermesi mümkün idiyse,
adamın çalınan hurmaları tazmin etmesi gerekir, çünkü müfrit konumundadır. Ama
hurmalar çalınırken kurumuş iseler ve adamın da bundan önce zekat kısmını hak
sahiplerine veya valiye verme imkanı olmamışsa, herhangi bir şeyi tazmin etmesi
gerekmez. Ama kendisinin tükettiği kısmının ve elinde kalanın zekatı alınır,
tabi çalındıktan sonra kalan miktardan zekat vermek gerekiyorsa, yani nisaba
ulaşmışsa.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Adam zekat almayı hak edenlerden bazısını bulur, ama
bazısını bulamazsa ve zekatı onlara da valiye de vermezse, bulduğu hak sahiplerinin
alacakları miktar kadarını tazmin eder. Ama bulamadığı hak sahiplerinin payını
tazmin etmez.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Eğer adam ürünün tümünü dalında miktarı tahmin
edildikten sonra yaş ve kuru olarak tüketirse, tahmini miktarını kuru hurma
olarak tazmin eder, tıpkı ürünün ortalama çeşidi gibi. Eğer mal sahibi ile vali
ihtilafa düşerse ve adam: Hurmalarımın orta türü şudur dese ve valiye de bunu
ispatlayan bir delil gösterirse, delile dayanarak vali adamın gösterdiği çeşitten
zekatı alır. Adamın sunacağı bir delil yoksa bu durumda vali, mal sahibinin
gösterdiğinden alır ve bu hususta yemin etmesini ister. Bu hususta adam en
azından iki adamı veya bir adam ile iki kadını şahit göstermelidir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Valinin şahidi ile birlikte yemin etmesi gerekmez. Zekat
alma hakkına sahip herhangi bir kimsenin de yemin etmesi gerekmez. Çünkü
kendisi yemin edeceği herhangi bir şeyin sahibi konumunda değildir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Adamın bahçesine susuzluk isabet ederse ve o halde
bırakması durumunda hurmalara zarar ilişeceğini bilirse ve dalında yapılan
miktar tahmininden sonra meyveleri koparırsa ve bu da değerini önemli ölçüde
düşürürse, buna rağmen ürünü koparabilir(toplayabilir) ve kopardığı üründen
öşür alınır. Bu da hak sahipleri arasında payedilir. Eğer bu payları valiye de
hak sahiplerine de vermezse, bunu koparılmış meyvelerden tazmin etmek
zorundadır, şayet benzeri bir ürünü yoksa.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Satışı caiz olmadan bir adam hurmalarından bir kısmını
koparırsa, bunların öşrünü vermesi gerekmez. Bana göre bir kimsenin sakıncası
olmayan yemek veya tadına bakmak dışında meyvesini henüz satış kıvamına
gelmemişken koparması mekruhtur. Yine yemek veya tatmak yahut dalın yükünü
hafifletmek amacıyla salkımın bir kısmını koparmak dışında bir kimsenin bu
durumdaki hurma salkımlarını koparması da mekruhtur. Ama bir kimse kuru hurma
olmayan tohumluk salkımı koparırsa bu mekruholmaz.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Eğer adam dalından kopardığı zekat verme miktarına sahip
taze hurmaları kurutma yerine (harmana) götürürken onlara su serpse veya
bozulmalarına ya da eksilmelerine neden olacak başka bir şey yaparsa, bu
kayıpları tazmin etmesi gerekir. Çünkü bu kayıpların suçlusu, sorumlusu odur.
Ama adam, hurmalar için iyi olduğunu bildiği bir şey yapsa, buna rağmen bir
takım kayıplar olursa, bunları tazmin etmesi gerekmez.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Adam hurmaları her zaman yaptığı gibi kurutma yerine,
evine veya dairesine koyarsa ve bu hurmalar kurumadan çalınırsa, bunları tazmin
etmesi gerekmez. Ama mesela yola koyarsa veya böyle bir uygulama için güvenli
olmayan bir yere koyarsa ve buradan çalınırsa, öşrünü tazmin etmesi gerekir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Adam hurmaları kurutma yerine (cerin; hurma harmanı)
götürdükten sonra, ondan yediğinin ve tattığının öşrünü tazmin etmekle
yükümlüdür.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) şöyle dedi: Adamın bağının tümü kuru hurma olacakken adam hepsini
taze olarak satarsa veya tadarsa / yerse, harcarsa, bunu yapması mekruhtur ve
vasatı sayılacak bir çeşitten öşrünü tazmin etmesi gerekir.
Şafii (Allah'ın rahmeti ona
olsun)şöyle dedi: Eğer henüz kuru hurma haline gelmemişse, bana göre valinin
bir şekilde bilmesi güzel olur. Vali, mal sahibi ile birlikte satışa nezaret
eden kimseye öşürünü yaş olarak almasını emretmesi de iyi olur. Eğer bunu
yapmazsa, bu durumda dalında miktarının tahmin işlemini yapar ki; sahibi yaş
hurmalarının miktarını tasdik etsin. Bu durumda yaş hurmaların öşrünü para
olarak alır. Eğer mal sahibi, tümünü yemişse veya tümünü tüketmişse, bu
takdirde vali öşürü altın veya gümüş olarak alır.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun)şöyle dedi: Eğer hurmaların bir kısmı yok olmuşsa ve geride bir
miktar kalmışsa ve valiye de: Öşürü bu kalandan al demişse, şayet yok olan
kısmın bedeli kalan kısmın bedelinden fazla ise, hem yok olan hem de kalan
kısmın öşürünü alır. Aynı durum bedelin daha az veya eşit olması halinde de
geçerlidir. Eğer mal sahibi ancak para olarak veriyorsa, valinin parasal bedeli
öşür olarak alması gerekir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun)şöyle dedi: Eğer miskinler göz önünde bulunduruluyorsa, bu takdirde
vali geride kalan yaş hurmadan öşürü alır, bunu da mal sahibi yapmalı. Sadaka
toplama görevlisi de almakla yükümlüdür, tıpkı mal sahibinin gönüllü olarak
yoksullara vermek istediği şeyleri aldığı gibi, yani sadaka gibidir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun)şöyle dedi: Adamın iki hurmalığı varsa, bu hurmalıklardan biri kuru
hurma oluyorsa biri olmuyorsa, kuru hurma olanın zekatı kuru hurma olarak
alınır, kuru hurma olmayanın zekatı da söylediğim şekilde alınır.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun)şöyle dedi: Eğer ürün sahibi, zekat olarak vereceği ürünün bedelini
para olarak zekat toplayan memura vermeyi teklif ederse, zekat memurunun hiçbir
şekilde bunu kabul etmemesi gerekir. Bu konuda zekat alacak kimselerin durumunu
göz önünde bulundurması veya bulundurmaması fark etmez. Zekat malını,
sahiplerine vermeden satıp paraya çevirmek caiz değildir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun)şöyle dedi: Eğer adam hurmayı tüketmişse ve olgun hurma bulması da
onu muhtaç duruma sokacaksa, bu takdirde zekat toplama memurunun bir şekilde
zekat almaya hak kazananlar için hurmanın bedelini para olarak alması caiz
olur. Bu, bir adamın yanında yiyecek bulunursa ve bu yiyeceği tüketirse, onun
mislini vermesinin gerekmesi gibidir. Yine yiyeceğin mislini bulamazsa, bu
takdirde tüketmesinin karşılığı olarak değerini vermesi gerekir. Çünkü bu
herhangi bir satış işlemi değildir ki, mal bizzat alınmadan satışı caiz
olmasın.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun)şöyle dedi: Bir adamın bahl (yaş hurma) denilen türden hurmaları
varsa ve bu da hurmalarda kırmızılık görülmeden koparırsa veya susuzluktan
kurudar korkusuyla salkım olarak koparırsa, bunu yapması mekruh olur ve öşür
vermesi de gerekmez. Çünkü hurmanın satılabilir olacak şekilde olgunlaşıp
koparılmasından önce öşrünün çıkarılması caiz değildir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun)şöyle dedi: Hurma ile ilgili olarak söylediklerimin tümü üzüm için de
geçerlidir. Bu hususta üzüm de hurma gibidir, aralarında herhangi bir fark
yoktur.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun)şöyle dedi: Bir adamın miktarı beş veski bulan hurması varsa, bunun
yanında miktarı beş veski bulmayan üzümü de bulunursa, hurmanın zekatı alınır,
ama üzümden alınmaz. Bir tür bir başka türe eklenerek zekatı da alınmaz. Üzüm
tür olarak hurma değildir. Hurmanın her türü de aynıdır, kötü olanı iyi olanına
karıştırılabilir. Üzümler de tür olarak aynıdıdar ve onun da kötüleri iyilerine
karıştırılabilir.
Sonraki için tıkla: